#oncekahvemgörüş: "Bursa'da İskender Üzerine"

Ankara'da alışık olduğumuz 4 kat et ve 1 kat yağ usulü "et/yaprak döner" mantığıyla bağdaşmayan Bursa usulü "İskender/kıyma döner" bana kalırsa yalnızca iskender sunumuna yakışan bir döner kıvamı.

Zira etin getirdiği çıtır doku ve marine edilmiş lezzeti bulamadığınız kıyma döner, tek başına yenince bana hiç tatmin edici gelmiyor. Ağızda dağılması, çiğnemenin sadece öğütmektense lezzeti açığa çıkarmak için yapılıyor olması bence et/yaprak döneri, sade porsiyonda İskender’e kıyasla daha çekici kılan unsurlar.

Yine de İskender'in mucidi Bursa'da ciddi bir iskender kültürü olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Özellikle iskender konseptinin bulunduğu cadde üzerindeki "mavi dükkan"ın önünde sıra eksik olmuyor. Yine bunun gibi öne çıkmış birkaç dükkan da epey iyi iş yapıyor.

Önceden denediğim, merkezdeki fiks porsiyon-40₺'ci iskendercilerdense bu Bursa ziyaretimde tek hakkımı dünyanın en büyük kıyma dönerini üreterek 2005 senesinde Guinness Rekorlar Kitabı’na da giren Melike Döner'den yana kullandım.

Porsiyonunu 20₺ gibi makul fiyata satan Melike Döner, konumundan dolayı sahip olduğu dezavantajı; iyi fiyat, hizmet ve fazla müşteri kapasitesiyle aşmış gibi duruyor.
Lezzet ve ağırlık olarak tam istediğim kıvamda gelen iskenderin boyutu da fazlasıyla tatmin ediciydi. Et/pide oranını da doğru yakalamış işletmede ara sıra didik didik pide aradığım bile oldu:)
Öyleki bol et ve görece az pide, iskenderin hakkının verildiğini gösterdi.
Sizlere de Bursa'da yarım saat sıra bekleyip, ödediğim hesabın da iki katını ödeyip tarihi fakat bir o kadar da popüler mekânlarda beklediğinizi bulamamaktansa kaliteli, farklı ve kıyıda köşede kalmış noktalara yönelmenizi öneririm.
Nitekim, bir iskenderde et kalitesi, sos ve pide-et oranından başka nasıl bir fark yaratılabilir? Sizce girilen uzun kuyruklara değer mi?
Görüşlerinizi bekliyorum..

ODTÜ, Ankara ve İzmir’de mekân keşfi, menüleri ve yorumları için Instagram:@oncekahvem